16 Temmuz 2012 Pazartesi

Bir Yazı Bir Anlam

Daha yüksek binalarımız ama daha kısa sabrımız var ; daha geniş oto yollarımız ama daha dar bakış açılarımız var .

Daha çok harcıyoruz ama daha az şeye sahibiz ; daha fazla satın alıyoruz ama daha az hoşnut kalıyoruz .

Daha büyük evlerimiz ama daha küçük ailelerimiz ; daha çok ev gereçleri ama daha az zamanımız var . Daha çok eğitimimiz ama daha az sağduyumuz ; daha fazla bilgimiz ama daha az bilgeliğimiz var . Daha çok uzmanımız ama yine de daha çok sorunumuz ; daha çok ilacımız ama daha az sağlığımız var .

Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz , çok savurganca para harcıyoruz , çok az gülüyoruz , çok hızlı araba kullanıyor , çok çabuk kızıyoruz , çok geç saatlere kadar oturuyor , çok yorgun kalkıyoruz , çok az okuyor çok fazla TV izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz . Mal varlıklarımızı çoğalttık ama değerlerimizi azalttık . Çok konuşuyoruz , çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz .

Geçimimizi sağlamayı öğrendik , ama yaşam kurmayı öğrenemedik . Yaşamımıza yıllar kattık ama yıllara yaşam katamadık .

Aya gidip gelmeyi öğrendik ama yeni komşumuzla karşılaşmak için caddenin karşısına geçmekte sorunumuz var . Dış Uzayı fethettik , ama iç dünyamızı edemedik .

Daha büyük işler yaptık ama daha iyi işler yapamadık .

Havayı temizledik ama ruhumuzu kirlettik . Atoma hükmettik , ama ön yargılarımıza edemedik.
Daha çok yazıyoruz ama daha az öğreniyoruz .
Daha çok plan yapıyoruz , daha az sonuca varıyoruz .

Koşuşmayı öğrendik ama beklemeyi öğrenemedik . Daha fazla bilgiyi depolamak , her zamankinden daha çok kopya çıkarmak için daha çok bilgisayarlar yapıyoruz ama git gide daha az iletişim kuruyoruz .

Zaman artık , hızlı hazırlanan ve yavaş sindirilen yiyeceklerin ; büyük adamlar ve küçük karakterlerin ; yüksek kârlar ve sığ ilişkilerin zamanıdır .

Günümüz artık , iki maaşın girdiği ama boşanmaların daha çok olduğu , daha süslü evler ama dağılmış yuvaların olduğu günlerdir . Bu günler , hızlı seyahatler , kullanılıp atılan çocuk bezleri , yok edilen ahlakî değerler , bir gecelik ilişkiler , obez bedenler ve neşelendirmekten sakinleştirmeye hatta öldürmeye kadar her şeyi yapabilen hapların olduğu günlerdir . Vitrinlerde her şeyin sergilendiği ama depolarda hiçbir şeyin olmadığı bir zamandayız .

Öyle bir zaman ki teknoloji bu mektubu size getirebilir , siz bu içselliği ya paylaşmayı ya da sil tuşuna basmayı seçebilirsiniz .

Yaşam, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen anların sayısıyla ölçülür .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder